Perşembe, Mart 27, 2014

MİM : Sevdiğim Bloglar/Bloggerlar

Merhabalar,

Mimleri ne kadar sevdiğimi ve yaparken ne kadar mutlu olduğumu bilmeyen yoktur sanırım. Her MİM yazısını görünce acaba beni de mimlemişler mi diye girip bakıyorum, adımı görünce de delicesine mutlu oluyorum. Evet işte beni mutlu etmek bu kadar kolay :)

Son zamanlarda çok az yazı yazdığımın ben de farkındayım ama inanın kötü zamanlar geçiriyorum. Kendimi yazmaya zorluyorum ama içime sinmeyeceğini bildiğim için, zorla olmasını istemediğim için, yazmamayı tercih ediyorum. 

Şimdi gelelim beni mimleyen güzellere; Ceyda ve Alice :) Çok teşekkür ederim kızlar:)

İadeyi mim olmaması gerekli belki ama mimin konusu zaten sevdiğimiz bloglar değil mi :) Alice ile iki reelde tanıştık, Ceyda ile de tanışmayı çok istiyorum. O yüzden bu mim onlarsız zaten olmaz:)


Göz makyajlarına hastayım Ceyda'nın. Bir de her fotoğrafını gördüğümde bu kadın "anne vay anasını" diye geçiriyorum içimden. Nedenini tahmin edersiniz, hem çok genç hem çok bakımlı hem çok güzel hem de çok iyi kalpli biri :) O yüzden o bizim başımızın tacı :)


İlk girişte de yazdığım gibi Alice ile reelde 2 kere görüştür, özel hayatımızda da konuştuğum biri, o yüzden onu yazmadan da olmazdı açıkçası, özellikle Pazartesi günler, diğer blogların makyaj düzenlerini konuk aldığı bir köşesi var ki, tam ilham verici :)

Gözde'cim ise gerçek anlamda çok çok sevdiğim, çok naif bulduğum ve çok daha sık görüşmek istediğim biri. Onu cidden çok seviyorum. Hayatın her alanında yazıyor, yazılarını okumak çok zevkli:)


Neslihan kuzumu ise hiç göremeden (Salı-Çarşamba İstanbul'daydı ama görüşemedik:((((() çok aşırı sevdiğim ve konuşmaktan çok zevk aldığım biri... Her zaman insanın yanında olacak biri Neslihan!


İrem'ciğimle de 2 kere görüştük, tanıştık, kaynaştık. Çok sevecen ve çok sıcak kanlı biri. Özellikle tırnaklarını ve oje sürüşünü kıskandığım tek insandır kendisi.


Ürün yorumlarına gözüm kapalı güvendiğim, kozmetik dünyasının hakkını vermiş ender bloglardan. Hem yalın anlatımı hem de doğru bilgileri ile herkesin mutlaka takip etmesi gerektiğini düşünüyorum.


Şu blog hayatında reelde her zaman görüştüğüm ve görüşmeye devam edeceğim bir "anne"den daha bahsetmesem olmaz! Çok aşırı seviyorum Özlem'i, her zaman mantıklı yorumlarıyla beni kendine hayran bırakıyor...


Benim kardeşim yok, tek çocuğum ama hani evde yaramaz bir çocuk olur ya, Ece benim için öyle :) Konuşmaktan, onun o "yaramazlık:p"larını dinlemekten asla bıkmam :)

Aslında bu liste uzar gider, yaklaşık 500'e yakın blog takip ediyorum, herkesin burada yer almasını istedim ancak ne siz sıkılın ne de ben yorulayım ama eğer isterseniz bu mimin devamını da yapabilirim o kadar çok kişiyi yazmak istiyorum ki, yazamadıklarıma haksızlık ettiğimi düşünüyorum çünkü..

**Bloglara ulaşmak için fotoğrafları tıklamanız yeterlidir :)

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Çarşamba, Mart 26, 2014

Turuncukasa'dan Avene Markalı Ürünlerde %50 İndirim Fırsatı!

Merhabalar,

İlk defa bloğumda bir kampanya paylaştığımın farkında mısınız?:) Evet ben nedense çok heyecanlıyım :) Hemen bir kaç şey almaya bakacağım :)

Eğer sizde tüm Avene ürünlerinde %50 indirim isterseniz aşağıdaki hediye kodunu girip +%20 indirimden yararlanabilirsiniz :)


"Hediye Çeki" yanındaki boş alana "makyajayenibaslayankiz" kodunu yazıp kullan dediğiniz takdirde indirimden yararlanabileceksiniz.


Ayrıca hafta sonuna özel Avene ürünlerinde daha fazla indirim fırsatını kaçırmamak için Turuncukasa'yı takip etmenizi öneririm :)

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Pazar, Mart 23, 2014

Ürün İncelemesi #127 : La Roche Posey Makyaj Temizleme Suyu

Merhabalar,

Yine kısa bir süre ara verdim, nedenleri malum :) Bugün ki konuğumuz #tuğçeninkalemindenbloggerbuluşmasında Instagram üzerinden satış yapan Nevra'nın bize vermiş olduğu kocaman hediye paketinden çıkan bir ürün La Roche Posey. İlk defa denedim bu markayı. Çok çok bilinen ve sevilen bir marka La Roche Posey, ilk defa deneyecek olmanın heyecanıyla kullandım ve bitirdim. Şimdi yorumlarımı yapabilirim diye düşündüm. En aşağıya da Nevra'nın Instagram hesabını ekleyeceğim :)


Bir makyaj temizleme suyundan çok şey beklenmeli midir öncelikle bundan bahsetmek istiyorum. Şahsen bir makyaj temizleme suyundan çok şey beklerim. Bir kere gerçek anlamda derinlemesine temizlesin isterim. Tek bir ürün ile tüm cildimden makyajı çıkarsın isterim. Henüz bu ürünü Bioderma harici bulamadım ne yazık ki, hepimiz gibi ben de çok fazla temizleyici ürün denedim ama bir Bioderma bulamadım..

Bu ürüne gelirsek eğer, ten makyajını çıkarmada göz makyajını çıkarmaktan daha başarılı. 3 pamukta makyajı temizliyor ancak üzerinden tonik ile geçtiğinizde hala kalıntıların olduğunu görüyorsunuz.
Göz makyajını çıkarmada ise resmen felaket:/ Rimeller ve eyeliner her tarafınıza bulaşıyor. Bir süre gözünüzün üzerinde beklettikten sonra çıkarmayı deneseniz bile maalesef tüm gözünüz siyah oluyor. O yüzden ben bu ürünü göz makyajımı temizlemede kullanmıyorum.
Son olarak bir eksi yönü daha ise cildi aşırı kurutması! Tüm cilt tipleri için çıkartılmış bu temizleme suyu yağlı ciltlere bile iyi gelmeyecektir. Sildiğiniz anda kuruluk başlıyor ve yanmaya kadar gidiyor.

Bu ürünü bir daha almam ancak her ne kadar beğenmemiş olsam da merak ettiğim bu ürünü bana deneme şansı veren PinkBlack BeautyCare'e çok teşekkür ederim.

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Perşembe, Mart 20, 2014

Ürün İncelemesi #126 : Rimmel London Apocalips Big Bang

Merhabalar,

Bugün yazacağım ruju tüm bloglar 1 yıl önce yazdı, hatta kullandıkları rujları bile bitirdiler ama ben anca yazıyorum. Nedeni ise artık çok popüler olan ürünleri hemen alma eğiliminde olmamam. Evet yanlış duymadınız, hemen ilk çıkan ürünü gidip almıyorum, önce biraz yazılanları okuyorum, irdeliyorum ve bana uygunsa alıyorum. Bundan sonra da böyle yapmaya karar verdim çünkü o kadar dolup taşıyor ki masam artık kullanmadığım/kullanamadığım tonla malzemem oldu ve artık stokçu zihniyetinden çıktım.

Evet bu kadar giriş yeter ve bir de benden dinleyin bakalım bu meşhur gloss/ruj karışımını. En sevdiğim rengin kırmızı olmasından dolayı tabii ki kırmızı alacaktım ama keşke almasaydım!


Gloss insanı hiç olmadığım için bu şekilde aplikatörle uygulanan rujları/glossları bir türlü düzgün süremiyorum. Kırmızı olmasından dolayı da hataları çok fazla belli ediyor o yüzden dedim keşke kırmızı almasaymışım. Bu şeklide ki ürünlerde bir türlü hakimiyet kuramıyorum, bir türlü düzgün uygulama yapamıyorum. İlla taşırıyorum ki bu sadece benim başıma gelen bir şey de olabilir. Eksi bir yön elbette değil, bu kişisel bir sorun :)

Renginin tam "kan kırmızı" olması ve pigmentasyonunun çok çok yüksek olması, kalıcılığı ve yapısı bakımından benden en yüksek puanı aldı. Az önce dediğim "bana göre eksi yönü" hariç başka bir eksi yönü de yok. Pigmentasyonunun yüksek olmasından dolayı çok az bir uygulamayla günlük hayatta kullanılabilen bu ruj, normal uygulamada gece makyajınızın tamamlayıcısı olabilir. Hem kalıcılığı hem de kendini belli etmesi buna en büyük neden.


Bu kadar sevdikten sonra en kısa zamanda daha nude tonlarında bir rengini daha almayı düşünüyorum. Sürümü ve uygulaması bana daha kolay gelecektir eminim.

Bu ürünü sevmeyen kişi görmedim o nedenle, size önerebileceğim bir ruj/gloss'tur kendisi :)

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Salı, Mart 18, 2014

Ürün İncelemesi #125 : Oriflame Jel Eyeliner

Merhabalar,

Son yazımda dediğim gibi yine etkinlik sponsorlarımızın bizlere hediye etmiş olduğu ürünleri yorumlamaya devam ediyorum. #tuğçeninkalemindenbloggerbuluşması'nda Oriflame tarafından verilen paketten bu ürün de çıktı, deneyimlemek için öncelikle elimdeki ürünlerin bitmesini bekliyordum, bildiğiniz gibi bu tip jel/krem ürünler çok çabuk kuruyorlar. Bakmak için kapağını da açtığım için, en iyisi kullanıp hemen yorumlayayım dedim ve işte ayrıntılar.


Bir çok blogta bu ürün hakkında maalesef olumsuz yorumlar yazılmış, olumlu olarak yazılan yorumlayanlar ise yine maalesef Türkiye'de ki bloggerlar değil. Bu da akıla Oriflame'in ülkeden ülkeye ürünlerinin "özelliklerini değiştiriyor" ihtimali getiriyor. Ben de bu kervanda yer alıyorum ne yazık ki. Eyeliner olarak kullanmak gerçekten çok zor. Ürün çok aşırı yumuşak, belki bir süre kendi haline bırakıp, kurumasını beklersek daha iyi sonuç verebilir. Bu haldeyken kullanmak neredeyse ölüm.


Tek katta rengini vermediği gibi, altına uygulamış olduğunuz farı alıp götürüyor. Hani bu olmasa belki bir kaç katta siyahlığa kavuşabiliriz ama dediğim gibi rengini vermediği gibi farı da alıp götürüyor.
Far kullanmadan eyeliner denedim bunun üzerine ben de, bu sefer ise ilk kattan sonra ciddi bir süre beklemeniz gerekiyor, çünkü 2. kat uygularken bu sefer de ilk katı soyup alıyor gözünüzden.

Elimin üzerinde de gösterdiğim gibi sonuçlar en iyi bu şekilde oluyor. Bunu ne şekilde kullanabiliriz ondan bahsedeyim isterseniz;
Bu ürünü, koyu makyajlarınız için göz bazı olarak kullanabilirsiniz...
Maalesef tek kullanım şekli bu olacaktır.
Eğer koyu kaşlarınız var ise, hafif bir uygulama ile kaşlarınızı da doldurabilirsiniz ama bu çok yaygın bir kullanım alanı olmaz, çünkü bu kadar koyu renk kaşları olan kişi sayısı çok değildir diye düşünüyorum.


Oriflame'den kullanıp memnun kalmadığım tek bu ürün oldu maalesef. Kısa bir süre sonra Oriflame tarafından 14 Şubat Sevgililer Günü için almış olduğum paketin toplu yorumuyla karşınızda olacağım. O zaman ürünlerini ne kadar çok sevdiğimi daha iyi görebilirsiniz. Bu ürün beni hayal kırıklığına uğrattı ama yalnız olmadığımı biliyorum. 

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Pazar, Mart 16, 2014

Ürün İncelemesi #124 : Oriflame Volume Build Maskara

Merhabalar,

Bugün yine katılmış olduğum #tuğçeninkalemindenbloggerbuluşması 'nda Oriflame tarafından hediye edilen bir üründen bahsedeceğim. Son zamanlarda bu tarz şeyleri yorumluyorum farkındayım ancak bunun da bir nedeni var tabii ki. Blogger arkadaşlarımın yapmış olduğu etkinliklere bizleri davet ediyorlar, tanışıyor, konuşuyor eğleniyoruz. Daha sonrasında da dostuklarımızı/arkadaşlıklarımızı devam ettiriyoruz. En güzel yanı kuşkusuz bu bana göre. Ancak o etkinliklere sponsor olan firmalar da ürünlerini bizler aracılığıyla blog okuyucularına duyurmak istiyor. Ben de bana yüklenen bu misyonu en iyi şekilde gerçekleştirmeye çalışıyorum. Ayrıca yeni ürünler deneyip yorumlamayı da çok seviyorum. Özellikle son zamanlarda gerçekten çok az makyaj yapıyorum, anca iş yerinde bir toplantım olacak ya da özel bir gün olacak. İnsan direnirken makyaj yapmayı hiç istemiyor yalnız onu da belirtmeden geçmek istemedim :)

Şimdi gelelim bugün ki konuğumuza; Oriflame Volume Build maskara! Çevremde Oriflame satan kimse olmadığı için Tuğçe sayesinde ilk defa deneyimledim bu markayı. O yüzden ayrıca mutlu olduğumu da belirtmek istiyorum. 


Bu maskarayı son zamanlarda yaptığım her makyajda kullandım, gerçek anlamda çok beğendim. Bitenler videomu/yazılarımı okuyanlar ne kadar çabuk rimel bitirdiğimi bilirler o yüzden sanırım ben bir maskara canavarıyım ve yine bu nedenden dolayı maskara konusunda kendime çok güveniyorum. Hani bana sorsanız "kozmetikte senden ne sorulur" diye, kuşkusuz tek cevabım "maskara" olur.

Bu maskarada en çok sevdiğim özelliklik, alt kirpik diplerimde akmıyor oluşu! O kadar güzel kavrıyor ki alt kirpiklerimi, bu nedenden dolayı çok çok seviyorum. Üst kirpiklerinde "dolgunluk" isteyen herkesin denemesi gereken bir ürün. Uzatıyor mu diye sorarsanız eğer, çok fazla uzattığını söyleyemem ama eğer uzun kirpikleriniz varsa ve siz dolgunluk istiyorsanız tam size göre bir ürün. Kirpikleriniz simsiyah ve dolgun, ayrıca akmıyor, en güzeli değil mi?


Waterproof değil, temizlenmesi de çok kolay. Neden waterproof olmadığını vurguluyorum çünkü, akmıyor ancak gözlerinizden de kazımak zorunda hissetmiyorsunuz çünkü hemen çözülüveriyor!

Dün ki yazımda da bahsettiğim gibi, bir anda gözlerim doluveriyor 11 Mart'tan beri, gazete okurken, Twitter'da dolaşırken ya da bir çocuk gördüğümde hemen açılıyor çeşmeler, işte bu maskara o zaman bile akmıyor. Bu benim son günlerimin "ağlama maskarası", eğer siz de benim gibiyseniz, cidden hemen alın.

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Ürün İncelemesi #123 : Ovex Hızlı Saç Kurtarma ve Canlandırma Terapisi

Merhabalar,

Bugün uzun zaman sonra karşınıza, bir çok blogta gördüğünüz, gerçekten herkesin bayıldığı kadar olan bir üründen bahsedeceğim sizlere. Bu ürün bana #sendeinceldavet ve yapmış olduğumuz #bloggeretkinligibulusmasi 'nda Saç Bakım tarafından hediye edildi.

Ben hayatımda bu ürüne kadar hiç saç maskesi kullanmadığımı vurgulamak istiyorum. Doğdum, geldim 25 yaşıma, bu maskeye kadar saçıma kepek şampuanı ve saç kreminden başka hiç bir şey sürmedim. (Bir kez saç bakım kürü yaptım, o doğal olan bir bakımdı.)


Ürünün vaadi, saçları çok hızlı canlandırması. Şimdi öncelikle benim "ön yargıma" sonra saçlarımın haline en son da bu ürünün bendeki etkisine bakalım.

Neden bu zamana kadar hiç bir bakım ürünü kullanmadığımla başlamak istiyorum. Ne kadar bilindik marka olursa olsun ya da adı sanı duyulmamış "merdiven altı" tabir edilen bir marka olsun, hepsinin kandırmaca olduğunu düşünüyordum. Saça hiç iyi geleceğini ve vaad ettiği etkiyi vereceğini düşünmüyordum. O yüzden, hüsrana uğramamak için, hiç bakım/maske uygulamadım saçıma.


Saçlarımı geçen sene bu aralar, kısacık kestirmiştim, "yeni bir ben" olayına girdim, sonra çok pişman oldum gerçi. Sonra bundan çok sıkıldım ve "bemiks/evigen/zeytinyağı" kürünü uyguladım ve saçlarım gerçekten çok hızlı uzadı. (Bununla ilgili bir yazı daha hazırlamayı düşünüyorum, etkisini sonradan gösterdi çünkü.) Saçlarım uzadı uzamasına ama çok yıpranmış ve ölü bir şekilde geziyordum. Saç uçlarım kayış gibi, ölü ve cansızdı. Hatta son zamanlarda bir tel saçım 3 yerinden kırılmış, ikiye ayrılıyordu. Bu tek bir tel saçım, gerisini siz düşünün. Canım sıkıldıkça saç uçlarımı elime alıp, kırılan saçlarımı tek tek ayırıp, inceltiyordum. Düşünün ne kadar büyük kırıklar vardı saçımda... Kısa saçtan da soğuduğum için gidip uçlarından aldırmıyordum. Çünkü siz de biliyorsunuz ki o "uçlardan aldırmak" saçın uzunluğunun yarıya inmesi demek...


İşte tam bu "saçlarım öldü" psikolojisindeyken, bir deneyelim ne çıkar diye düşündüm ve bu ürünü kullanmaya başladım. Şimdi saçımda ki kırıklar neredeyse hiç yok! Keşke o 3 yerinden kırılmış olan saç telimin fotoğrafını çekmiş olsaydım dedim. Şimdiki haliyle ne kadar farklı görebilirdiniz. Hatta size bir oran bile verebilirim. Bu ürünü kullanmaya başladıktan sonra saç uçlarımdaki kırıklar %95 evet, %95 azaldı! Şu an ne kadar ararsam arayayım, ne kadar bakarsam bakayım, saç ucumda 1 ya da 2 tane kırık buluyorum! Bu benim için inanılmaz bir şey!

Son olarak nasıl uyguladığımı anlatmak istiyorum, ilk olarak saçlarımı şampuanlıyorum, daha sonra elime bir miktar maskeden alıp tüm saç uçlarıma yediriyorum. Saçımı "kelebek toka" ile yukarıda toplayıp 5-10dk arası bekletip, iyice duruluyorum.

Saçta ağırlık yapmıyor, kötü koku bırakmıyor. Maalesef bana göre tek eksi yönü, saçı daha çabuk kirletmesi. E bu kadar kusur kadı kızında da olur. Ben bu ürünü gözüm kapalı herkese öneririm. %99 herkesin memnun kalacağını düşündüğüm nadir ürünlerden biri.

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Salı, Mart 11, 2014

BERKİN ELVAN ÖLÜMSÜZDÜR!


14 yaşında bir çocuğu 15 yaşında 16 kiloyla öldürdünüz.

Pazar, Mart 09, 2014

Ürün İncelemesi #122 : Golden Rose Paris Pudra

Merhabalar,

Aslında bu yazıyı yarına programlamıştım ancak nasıl olduysa bloggerın bana oyunuyla bugün yazısız olarak ekranlarınıza düşmüş. Öncelikle bu saçma durum için hepinizden özür diliyorum..

Bugünün konuğu, şekli ve görüntüsü bakımından çok beğendiğim Golden Rose'un pudrası. Bildiğiniz üzere çok fazla pudra kullanan biri değilim o yüzden benden pudra bitirdiğimi görmeniz çok olağan bir şey değildir. Yılda 1 tane bile pudra bitiremiyorum o yüzden az ve öz kullanıp size nacizane yorumlarımı aktaracağım.


Golden Rose pudralarına kod/numara verse de bana göre çok renkli bir pudra değil, bol bol sürerseniz evet renk verecektir ancak sadece fondoteninizi sabitlemek adına hafif bir miktarı tüm yüzünüze uygularsanız eğer transparan edası yaşatacaktır. Fotoğraflarda da görüldüğü gibi çok pembe alttonlu dursa da az önce bahsettiğim gibi yüze verdiği ifade bu şekilde değil.


Yazmak adına 1 hafta kadar denedim ve sabah 8-9 sularında yaptığım makyajım akşam 8'e kadar yerinde kaldı, çok parlama sorunu yaşayan biri değilim belki ama yüzümde verdiği etkiyi sevdiğimi söyleyebilirim. Aşırı fazla sürmediğim için, yüzümde "cakey" olarak tabir ettiğimiz pudralı görünüm yaratmadı ve en önemlisi ağırlık hissi vermedi.


Aşırı kapatıcılık istiyorsanız eğer size uygun rengini alıp, biraz fazla sürebilirsiniz yoksa çok fazla bir kapatıcılık beklemeyin bu üründen. 
Benim bu üründe en çok sevdiğim şey sanırım üzerinde ki bu Eiffel Kulesi olması, hatta ürünü bu desen üzerinden almamaya da özen gösteriyorum. Bazı şeylerde görsellikte çok önemli yanılıyor muyum?
Dilerseniz bu ürünü buradan 15.75 TL'ye satın alabilirsiniz.

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Cumartesi, Mart 08, 2014

#kadınaşiddetehayır

Merhabalar,

Bundan çokça uzun süre önce Neslihan'ım 8 Mart için bir "farkındalık" yaratmak istediğini ve kadına şiddete hayır temalı yazı, resim, makyaj vb gibi şeyleri blog/ig/twitter hesaplarımızdan yayınlacağımızı söylediğinde gerçekten çok sevindim, çünkü ülkemizin son zamanlarda içerisinde bulunduğu durumda en çok etkilenen maalesef kadınlar! kadınlarımız! Son 12 yılda kadına şiddetin %1400 arttığı biliyor muydunuz?

İlk Neslihan'ımla bu konuyu konuştuğumda aklıma makyaj yapmak gelmişti, ancak bu makyajla da ne kadar "kadına şiddete hayır" a dikkat çekeceğimi bilemediğimden, makyaj yapmak yerine yazı yayınlamayı uygun gördüm. Sonuç olarak amacımızın aynı olduğu bir durumda, makyajın, resmin ve ya yazının bir farkı olmayacağını düşündüm. Belki de tek yazı yazan ben olurum, bilemiyorum.

Ülkemizde kadın nüfusu %49,8 ki erişkin kadınların oranı erkeklerin 2 katı kadar. Buradan yola çıkarak, erişkin nüfusunda baskın olan bir kadın nüfusumuz var. Hal böyleyken, biz kadınlar, bu baskınlığımızı kullanamayacak duruma getiriliyoruz. Bunun bir çok nedeni var, sosyoekonomik durum, ataerkil toplum yapısı, okuma oranı gibi faktörleri göz önünde bulundurmamız gerekiyor ne yazık ki, bu saydıklarım tam tersi olsaydı, bu sefer de "erkeğe şiddete hayır" der miydik orasını bilemiyorum, insanoğlu çok değişik bir varlık o yüzden bu pota hiç girmiyorum.

Ülkemizde aile içerisinde %34'ümüze fiziksel, %54'ümüze de sözlü şiddet uygulanmakta. Bu sadece "aile içi" olarak tabir edilen yüzdeler. Hiç alakamızın olmadığı, yoldan geçen bir "insan" bile yanından geçmekte olan bir kadına sözlü saldırıda bulunabiliyor ise, varın "aile dışı şiddet" oranını siz düşünün.

"Kadına şiddete hayır" derken, sadece vücutta açılan yaralardan bahsetmiyorum. Çocuk yaşta evlendirilmemiz, satılmamız, evlerde pazarlanmamız, zayıf görülmemiz, söylediklerimizin dinlenmemesi de birer şiddet. 13 yaşında "halası gelmiş" kızların, bir tarla karşılığında satılması, şiddet değil de nedir? Ya da sırf kadın olduğumuz için "kötü yola" düşürülmemiz. Ya da sırf kadın olduğumuz için söylediklerimizin dinlenmemesi... Çok feminist bir insan değilim, cümlelerimden de "feminist deli" anlamı çıkmasını istemiyorum ama şahsen bu oranları ve kadınların yaşadıklarını gördükçe, feminizme büyük saygı duyup, feministlerin önlerinde saygıyla eğiliyorum.

Bu durumları yaşamamak için, öncelikle "erkekler" eğitilmeli, kadınların doğuştan gelen erkeklerden bir tık daha önde zekaya sahip olduklarına inanıyorum. İsterseniz kendini beğenmiş, ukala diyebilirsiniz ancak kadınlarda doğuştan gelen "annelik" iç güdüsü, kadınları erkeklerden daha "zeki" kılıyor bana göre. Bu nedenle başta erkekler eğitilmeli, kadınlar zaten her duruma ayak uydurabilen varlıktır. İnce eleyip sık dokur.

Her şey bir yana, kadınlar potansiyel "annedir". Anneler ise başımızın tacı. Sadece şu kelimeyi zihinlerinde tutabilse şiddet uygulayanlar her şey daha farklı olur.

Bu yazımda, ülkenin içinde bulunduğu durum, şiddet gören kadınları hiçe saymaları yardım etmemeleri ve ölüme terk edilmelerine değinmedim bile, değinemedim. Eğer eğitim olursa hem şiddet uygulayana hem de devlet insanlarına çok daha farklı yerlerde olabiliriz, şiddet konusunda. Burası ise, araştırmacı sosyologlara, psikologlara ve devlete kalmış. Eğer istenirse bu durumun önüne geçilebileceğini de adım gibi biliyorum!

Change.org'u muhtemelen biliyorsunuzdur, dilerseniz oradaki imza kampanyalarına katılabilir isterseniz de benim gibi bugün ve her zaman düzenlenen yürüyüşlere, sessiz çığlıklara katılabilirsiniz.


Perşembe, Mart 06, 2014

Ürün İncelemesi #121 : Real Techniques Shading Brush

Merhabalar,

Uzun bir aradan sonra karşınızdayım. Bir kaç tane hazırda yazım vardı onları yayınlıyorum bu aralar biraz garip hissediyorum kendimi o nedenle özellikle Youtube'a belirsiz süre ara verdim. İlk göz ağrım bloğumda ise, kenarda bekleyen foto/ürün incelemesi yazılarıyla belli aralıklarla karşınızda olacağım. Bu kısa açıklamayı yaptıktan sonra, bugün size anlatmak istediğim ürüne yani Real Techniques fırçasına geçiyorum.

Bu ürünü bir blog çekilişinde kazandım, ilk çıktığında almayı düşünmüş ancak göz için olan seti de almadığım için çok kararsız kalmış, vazgeçmiştim. O yüzden RTlerden ilk defa bir göz fırçası deneme şansım oldu.


Yurt dışında çok çok uygun fiyata satılan RTler maalesef ülkemize gelmiş olsa bile yüksek fiyattan satılıyor ki bunun da nedeni ülkemizin içerisinde bulunmuş olduğu (yazar burada faiz lobisinden bahsediyor!!!!) durumdan kaynaklı olarak kur artışı neden oldu. Yoksa bu fırçalar ciddi anlamda uygun fiyatlılar.


Shading brush olarak geçen bu fırça işini çok güzel yapıyor. Ben bunu olabildiğince her şeklide kullanıyorum. Kısacası etinden de sütünden de yararlanıyorum :) Tüm göz kapağıma far uygulamasında, katlanma yerimi belli etmek için gölgelendirme yaparken hatta karıştırma işleminde bile kullanıyorum! Çok amaçlı dedikleri bu olsa gerek ki, ben tüm fırçalarımı bu şekilde kullanıyorum.


Tavsiye edebileceğim bir ürün, hani derler ya bir fırça olsun tam olsun diye, işte bu öyle bir fırça :) Türkiye'ye gelir mi gelmez mi, fiyatları ne olur bilmiyorum ama gelirse bir şans verebilirsiniz bana göre :)

Son bir açıklama yapmak istiyorum, yazmama nedenim, hem kişisel olarak bir boşlukta hissetmem kendimi hem de son zamanlarda ülkemin içinde bulunduğu durumdan dolayı kendimi kötü hissetmem. Ne zaman geçer ne zaman düzelirim bilmiyorum ama ilk Gezi olayları zamanında da böyle olmuş, zaman içerisinde yeniden bloğuma adapte olabilmiştim. Yeniden olur mu bilmiyorum. Her neyse, hala gelip beni okuyan, yazmadığım zaman bile bloğuma göz atan herkese çok teşekkür ediyorum. Bir dönemden geçiyorum, umarım en kısa zamanda eski yaşantıma dönebilirim.

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım

Pazartesi, Mart 03, 2014

Ürün İncelemesi #120 : Ulric De Varens Mini Love Parfüm #sendeinceldavet

Merhabalar, 

Bugün ki yazım Sevinç'in düzenlediği #sendeinceldavet etkinliğinde hediye edilen bu güzel kokulu parfüm hakkında olacak. 25 Ocak gününden itibaren her gün kullandım ve bu yazıyı yazmadan önce parfüm bitti :/ O kadar beğendim ki, inanın nasıl bittiğini anlamadım ancak müsait olduğum ilk zamanda alacağım, hatta geçen hafta içerisinde Watsons'a baktım bu kalmadığı için alamadım. :)

Kokuları kişisel olarak tarif edemiyorum ama " Meyvemsi çiçekler
Sulu,parlak meyveler fışkırıyor! Kızılcık ve kan portakalı, ahududu ile karışarak neşeli potpuri oluşturuyor. Hassas, çiçeklerden oluşan kalbi: mor gül, kiraz çiçeği, siklamen; sandal ve greyfurt ağacı dokunuşlarıyla tamamlanır. Hepsi birlikte usulca şeftalinin akışına kapılır. Ulric de Varens adına ünlü koku tasarımcısı Christophe Raynaud, ve şişe tasarımcısı Thierry de Baschmakoff’un çalışmasından doğmuştur. Mini Love çıkış yılı : 2004 " diye tarif ediliyor kendi sitelerinde. Sanırım meyve kokularında bir ilk yaşayıp, bu kadar çok sevdim.


Biraz da UDV hakkında konuşmak istiyorum. O gün bize ürünlerini anlatmak için gelen Melis Hanım'ın söylediklerinin bir çoğu aklımda yalnız, yanlış ve eksik bilgi vermemek adına, yine sitelerinden alıntı yapacağım, her hangi bir şeyin eksik kalmasını istemiyorum çünkü :) 

"Kokularımızın çoğu, 20 yıldan beri Jean-Claude Ellena tarafından hazırlanmaktadır. Kendisi Yves Saint Laurent ve Cartier gibi dünya çapında tanınmış markalara başarılı ürünler hazırlamıştır."

"Diğer « büyük isimlerin » aksine, Ulric de Varens, reklam giderlerine yapılacak aşırı harcamadan kaçınarak, müşterilerine daha uygun fiyata en yüksek kalitede ürün sunmayı tercih etti."

Ulric De Varens parfümleri Watsons, Gratis ve Rossmann'da satılıyor. Ürünlerin fiyat skalası ise, kokularının kalitesiyle doğru orantılı değil. Benim en sevdiğim nokta bu oldu. Dünyaca ünlü diğer parfümler sırf isimden sattığı için dünyanın paralarını döküyoruz, UDV ise aynı kaliteye sahip ve fiyatları 9.99 TL ile 49.99 TL arasında değişiyor. Bence siz de en azından "Mini" serisinden bir parfüme şans vermelisiniz. 

Şehrinizde eğer bu 3 mağaza yoksa buradan online olarak da alabilirsiniz:)

Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım