Home
All post
Ürün İncelemesi #122 : Golden Rose Paris Pudra
Merhabalar,
Aslında bu yazıyı yarına programlamıştım ancak nasıl olduysa bloggerın bana oyunuyla bugün yazısız olarak ekranlarınıza düşmüş. Öncelikle bu saçma durum için hepinizden özür diliyorum..
Bugünün konuğu, şekli ve görüntüsü bakımından çok beğendiğim Golden Rose'un pudrası. Bildiğiniz üzere çok fazla pudra kullanan biri değilim o yüzden benden pudra bitirdiğimi görmeniz çok olağan bir şey değildir. Yılda 1 tane bile pudra bitiremiyorum o yüzden az ve öz kullanıp size nacizane yorumlarımı aktaracağım.
Golden Rose pudralarına kod/numara verse de bana göre çok renkli bir pudra değil, bol bol sürerseniz evet renk verecektir ancak sadece fondoteninizi sabitlemek adına hafif bir miktarı tüm yüzünüze uygularsanız eğer transparan edası yaşatacaktır. Fotoğraflarda da görüldüğü gibi çok pembe alttonlu dursa da az önce bahsettiğim gibi yüze verdiği ifade bu şekilde değil.
Yazmak adına 1 hafta kadar denedim ve sabah 8-9 sularında yaptığım makyajım akşam 8'e kadar yerinde kaldı, çok parlama sorunu yaşayan biri değilim belki ama yüzümde verdiği etkiyi sevdiğimi söyleyebilirim. Aşırı fazla sürmediğim için, yüzümde "cakey" olarak tabir ettiğimiz pudralı görünüm yaratmadı ve en önemlisi ağırlık hissi vermedi.
Aşırı kapatıcılık istiyorsanız eğer size uygun rengini alıp, biraz fazla sürebilirsiniz yoksa çok fazla bir kapatıcılık beklemeyin bu üründen.
Benim bu üründe en çok sevdiğim şey sanırım üzerinde ki bu Eiffel Kulesi olması, hatta ürünü bu desen üzerinden almamaya da özen gösteriyorum. Bazı şeylerde görsellikte çok önemli yanılıyor muyum?
Dilerseniz bu ürünü buradan 15.75 TL'ye satın alabilirsiniz.
Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım
Merhabalar, Aslında bu yazıyı yarına programlamıştım ancak nasıl olduysa bloggerın bana oyunuyla bugün yazısız olarak ekranlarınıza düş...
#kadınaşiddetehayır
Merhabalar,
Bundan çokça uzun süre önce Neslihan'ım 8 Mart için bir "farkındalık" yaratmak istediğini ve kadına şiddete hayır temalı yazı, resim, makyaj vb gibi şeyleri blog/ig/twitter hesaplarımızdan yayınlacağımızı söylediğinde gerçekten çok sevindim, çünkü ülkemizin son zamanlarda içerisinde bulunduğu durumda en çok etkilenen maalesef kadınlar! kadınlarımız! Son 12 yılda kadına şiddetin %1400 arttığı biliyor muydunuz?
İlk Neslihan'ımla bu konuyu konuştuğumda aklıma makyaj yapmak gelmişti, ancak bu makyajla da ne kadar "kadına şiddete hayır" a dikkat çekeceğimi bilemediğimden, makyaj yapmak yerine yazı yayınlamayı uygun gördüm. Sonuç olarak amacımızın aynı olduğu bir durumda, makyajın, resmin ve ya yazının bir farkı olmayacağını düşündüm. Belki de tek yazı yazan ben olurum, bilemiyorum.
Ülkemizde kadın nüfusu %49,8 ki erişkin kadınların oranı erkeklerin 2 katı kadar. Buradan yola çıkarak, erişkin nüfusunda baskın olan bir kadın nüfusumuz var. Hal böyleyken, biz kadınlar, bu baskınlığımızı kullanamayacak duruma getiriliyoruz. Bunun bir çok nedeni var, sosyoekonomik durum, ataerkil toplum yapısı, okuma oranı gibi faktörleri göz önünde bulundurmamız gerekiyor ne yazık ki, bu saydıklarım tam tersi olsaydı, bu sefer de "erkeğe şiddete hayır" der miydik orasını bilemiyorum, insanoğlu çok değişik bir varlık o yüzden bu pota hiç girmiyorum.
Ülkemizde aile içerisinde %34'ümüze fiziksel, %54'ümüze de sözlü şiddet uygulanmakta. Bu sadece "aile içi" olarak tabir edilen yüzdeler. Hiç alakamızın olmadığı, yoldan geçen bir "insan" bile yanından geçmekte olan bir kadına sözlü saldırıda bulunabiliyor ise, varın "aile dışı şiddet" oranını siz düşünün.
"Kadına şiddete hayır" derken, sadece vücutta açılan yaralardan bahsetmiyorum. Çocuk yaşta evlendirilmemiz, satılmamız, evlerde pazarlanmamız, zayıf görülmemiz, söylediklerimizin dinlenmemesi de birer şiddet. 13 yaşında "halası gelmiş" kızların, bir tarla karşılığında satılması, şiddet değil de nedir? Ya da sırf kadın olduğumuz için "kötü yola" düşürülmemiz. Ya da sırf kadın olduğumuz için söylediklerimizin dinlenmemesi... Çok feminist bir insan değilim, cümlelerimden de "feminist deli" anlamı çıkmasını istemiyorum ama şahsen bu oranları ve kadınların yaşadıklarını gördükçe, feminizme büyük saygı duyup, feministlerin önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Bu durumları yaşamamak için, öncelikle "erkekler" eğitilmeli, kadınların doğuştan gelen erkeklerden bir tık daha önde zekaya sahip olduklarına inanıyorum. İsterseniz kendini beğenmiş, ukala diyebilirsiniz ancak kadınlarda doğuştan gelen "annelik" iç güdüsü, kadınları erkeklerden daha "zeki" kılıyor bana göre. Bu nedenle başta erkekler eğitilmeli, kadınlar zaten her duruma ayak uydurabilen varlıktır. İnce eleyip sık dokur.
Her şey bir yana, kadınlar potansiyel "annedir". Anneler ise başımızın tacı. Sadece şu kelimeyi zihinlerinde tutabilse şiddet uygulayanlar her şey daha farklı olur.
Bu yazımda, ülkenin içinde bulunduğu durum, şiddet gören kadınları hiçe saymaları yardım etmemeleri ve ölüme terk edilmelerine değinmedim bile, değinemedim. Eğer eğitim olursa hem şiddet uygulayana hem de devlet insanlarına çok daha farklı yerlerde olabiliriz, şiddet konusunda. Burası ise, araştırmacı sosyologlara, psikologlara ve devlete kalmış. Eğer istenirse bu durumun önüne geçilebileceğini de adım gibi biliyorum!
Change.org'u muhtemelen biliyorsunuzdur, dilerseniz oradaki imza kampanyalarına katılabilir isterseniz de benim gibi bugün ve her zaman düzenlenen yürüyüşlere, sessiz çığlıklara katılabilirsiniz.
Bundan çokça uzun süre önce Neslihan'ım 8 Mart için bir "farkındalık" yaratmak istediğini ve kadına şiddete hayır temalı yazı, resim, makyaj vb gibi şeyleri blog/ig/twitter hesaplarımızdan yayınlacağımızı söylediğinde gerçekten çok sevindim, çünkü ülkemizin son zamanlarda içerisinde bulunduğu durumda en çok etkilenen maalesef kadınlar! kadınlarımız! Son 12 yılda kadına şiddetin %1400 arttığı biliyor muydunuz?
İlk Neslihan'ımla bu konuyu konuştuğumda aklıma makyaj yapmak gelmişti, ancak bu makyajla da ne kadar "kadına şiddete hayır" a dikkat çekeceğimi bilemediğimden, makyaj yapmak yerine yazı yayınlamayı uygun gördüm. Sonuç olarak amacımızın aynı olduğu bir durumda, makyajın, resmin ve ya yazının bir farkı olmayacağını düşündüm. Belki de tek yazı yazan ben olurum, bilemiyorum.
Ülkemizde kadın nüfusu %49,8 ki erişkin kadınların oranı erkeklerin 2 katı kadar. Buradan yola çıkarak, erişkin nüfusunda baskın olan bir kadın nüfusumuz var. Hal böyleyken, biz kadınlar, bu baskınlığımızı kullanamayacak duruma getiriliyoruz. Bunun bir çok nedeni var, sosyoekonomik durum, ataerkil toplum yapısı, okuma oranı gibi faktörleri göz önünde bulundurmamız gerekiyor ne yazık ki, bu saydıklarım tam tersi olsaydı, bu sefer de "erkeğe şiddete hayır" der miydik orasını bilemiyorum, insanoğlu çok değişik bir varlık o yüzden bu pota hiç girmiyorum.
Ülkemizde aile içerisinde %34'ümüze fiziksel, %54'ümüze de sözlü şiddet uygulanmakta. Bu sadece "aile içi" olarak tabir edilen yüzdeler. Hiç alakamızın olmadığı, yoldan geçen bir "insan" bile yanından geçmekte olan bir kadına sözlü saldırıda bulunabiliyor ise, varın "aile dışı şiddet" oranını siz düşünün.
"Kadına şiddete hayır" derken, sadece vücutta açılan yaralardan bahsetmiyorum. Çocuk yaşta evlendirilmemiz, satılmamız, evlerde pazarlanmamız, zayıf görülmemiz, söylediklerimizin dinlenmemesi de birer şiddet. 13 yaşında "halası gelmiş" kızların, bir tarla karşılığında satılması, şiddet değil de nedir? Ya da sırf kadın olduğumuz için "kötü yola" düşürülmemiz. Ya da sırf kadın olduğumuz için söylediklerimizin dinlenmemesi... Çok feminist bir insan değilim, cümlelerimden de "feminist deli" anlamı çıkmasını istemiyorum ama şahsen bu oranları ve kadınların yaşadıklarını gördükçe, feminizme büyük saygı duyup, feministlerin önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Bu durumları yaşamamak için, öncelikle "erkekler" eğitilmeli, kadınların doğuştan gelen erkeklerden bir tık daha önde zekaya sahip olduklarına inanıyorum. İsterseniz kendini beğenmiş, ukala diyebilirsiniz ancak kadınlarda doğuştan gelen "annelik" iç güdüsü, kadınları erkeklerden daha "zeki" kılıyor bana göre. Bu nedenle başta erkekler eğitilmeli, kadınlar zaten her duruma ayak uydurabilen varlıktır. İnce eleyip sık dokur.
Her şey bir yana, kadınlar potansiyel "annedir". Anneler ise başımızın tacı. Sadece şu kelimeyi zihinlerinde tutabilse şiddet uygulayanlar her şey daha farklı olur.
Bu yazımda, ülkenin içinde bulunduğu durum, şiddet gören kadınları hiçe saymaları yardım etmemeleri ve ölüme terk edilmelerine değinmedim bile, değinemedim. Eğer eğitim olursa hem şiddet uygulayana hem de devlet insanlarına çok daha farklı yerlerde olabiliriz, şiddet konusunda. Burası ise, araştırmacı sosyologlara, psikologlara ve devlete kalmış. Eğer istenirse bu durumun önüne geçilebileceğini de adım gibi biliyorum!
Change.org'u muhtemelen biliyorsunuzdur, dilerseniz oradaki imza kampanyalarına katılabilir isterseniz de benim gibi bugün ve her zaman düzenlenen yürüyüşlere, sessiz çığlıklara katılabilirsiniz.
Merhabalar, Bundan çokça uzun süre önce Neslihan 'ım 8 Mart için bir "farkındalık" yaratmak istediğini ve kadına şiddete hay...
Ürün İncelemesi #121 : Real Techniques Shading Brush
Merhabalar,
Uzun bir aradan sonra karşınızdayım. Bir kaç tane hazırda yazım vardı onları yayınlıyorum bu aralar biraz garip hissediyorum kendimi o nedenle özellikle Youtube'a belirsiz süre ara verdim. İlk göz ağrım bloğumda ise, kenarda bekleyen foto/ürün incelemesi yazılarıyla belli aralıklarla karşınızda olacağım. Bu kısa açıklamayı yaptıktan sonra, bugün size anlatmak istediğim ürüne yani Real Techniques fırçasına geçiyorum.
Bu ürünü bir blog çekilişinde kazandım, ilk çıktığında almayı düşünmüş ancak göz için olan seti de almadığım için çok kararsız kalmış, vazgeçmiştim. O yüzden RTlerden ilk defa bir göz fırçası deneme şansım oldu.
Yurt dışında çok çok uygun fiyata satılan RTler maalesef ülkemize gelmiş olsa bile yüksek fiyattan satılıyor ki bunun da nedeni ülkemizin içerisinde bulunmuş olduğu (yazar burada faiz lobisinden bahsediyor!!!!) durumdan kaynaklı olarak kur artışı neden oldu. Yoksa bu fırçalar ciddi anlamda uygun fiyatlılar.
Shading brush olarak geçen bu fırça işini çok güzel yapıyor. Ben bunu olabildiğince her şeklide kullanıyorum. Kısacası etinden de sütünden de yararlanıyorum :) Tüm göz kapağıma far uygulamasında, katlanma yerimi belli etmek için gölgelendirme yaparken hatta karıştırma işleminde bile kullanıyorum! Çok amaçlı dedikleri bu olsa gerek ki, ben tüm fırçalarımı bu şekilde kullanıyorum.
Tavsiye edebileceğim bir ürün, hani derler ya bir fırça olsun tam olsun diye, işte bu öyle bir fırça :) Türkiye'ye gelir mi gelmez mi, fiyatları ne olur bilmiyorum ama gelirse bir şans verebilirsiniz bana göre :)
Son bir açıklama yapmak istiyorum, yazmama nedenim, hem kişisel olarak bir boşlukta hissetmem kendimi hem de son zamanlarda ülkemin içinde bulunduğu durumdan dolayı kendimi kötü hissetmem. Ne zaman geçer ne zaman düzelirim bilmiyorum ama ilk Gezi olayları zamanında da böyle olmuş, zaman içerisinde yeniden bloğuma adapte olabilmiştim. Yeniden olur mu bilmiyorum. Her neyse, hala gelip beni okuyan, yazmadığım zaman bile bloğuma göz atan herkese çok teşekkür ediyorum. Bir dönemden geçiyorum, umarım en kısa zamanda eski yaşantıma dönebilirim.
Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım
Merhabalar, Uzun bir aradan sonra karşınızdayım. Bir kaç tane hazırda yazım vardı onları yayınlıyorum bu aralar biraz garip hissediyoru...
Ürün İncelemesi #120 : Ulric De Varens Mini Love Parfüm #sendeinceldavet
Merhabalar,
Bugün ki yazım Sevinç'in düzenlediği #sendeinceldavet etkinliğinde hediye edilen bu güzel kokulu parfüm hakkında olacak. 25 Ocak gününden itibaren her gün kullandım ve bu yazıyı yazmadan önce parfüm bitti :/ O kadar beğendim ki, inanın nasıl bittiğini anlamadım ancak müsait olduğum ilk zamanda alacağım, hatta geçen hafta içerisinde Watsons'a baktım bu kalmadığı için alamadım. :)
Kokuları kişisel olarak tarif edemiyorum ama " Meyvemsi çiçekler
Sulu,parlak meyveler fışkırıyor! Kızılcık ve kan portakalı, ahududu ile karışarak neşeli potpuri oluşturuyor. Hassas, çiçeklerden oluşan kalbi: mor gül, kiraz çiçeği, siklamen; sandal ve greyfurt ağacı dokunuşlarıyla tamamlanır. Hepsi birlikte usulca şeftalinin akışına kapılır. Ulric de Varens adına ünlü koku tasarımcısı Christophe Raynaud, ve şişe tasarımcısı Thierry de Baschmakoff’un çalışmasından doğmuştur. Mini Love çıkış yılı : 2004 " diye tarif ediliyor kendi sitelerinde. Sanırım meyve kokularında bir ilk yaşayıp, bu kadar çok sevdim.
Biraz da UDV hakkında konuşmak istiyorum. O gün bize ürünlerini anlatmak için gelen Melis Hanım'ın söylediklerinin bir çoğu aklımda yalnız, yanlış ve eksik bilgi vermemek adına, yine sitelerinden alıntı yapacağım, her hangi bir şeyin eksik kalmasını istemiyorum çünkü :)
"Kokularımızın çoğu, 20 yıldan beri Jean-Claude Ellena tarafından hazırlanmaktadır. Kendisi Yves Saint Laurent ve Cartier gibi dünya çapında tanınmış markalara başarılı ürünler hazırlamıştır."
"Diğer « büyük isimlerin » aksine, Ulric de Varens, reklam giderlerine yapılacak aşırı harcamadan kaçınarak, müşterilerine daha uygun fiyata en yüksek kalitede ürün sunmayı tercih etti."
Ulric De Varens parfümleri Watsons, Gratis ve Rossmann'da satılıyor. Ürünlerin fiyat skalası ise, kokularının kalitesiyle doğru orantılı değil. Benim en sevdiğim nokta bu oldu. Dünyaca ünlü diğer parfümler sırf isimden sattığı için dünyanın paralarını döküyoruz, UDV ise aynı kaliteye sahip ve fiyatları 9.99 TL ile 49.99 TL arasında değişiyor. Bence siz de en azından "Mini" serisinden bir parfüme şans vermelisiniz.
Şehrinizde eğer bu 3 mağaza yoksa buradan online olarak da alabilirsiniz:)
Sevgiyle kalın... Stay in love...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
instagram : makyaja_ybk
twitter : makyaja_ybk
e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com
Youtube : Kanalım
Merhabalar, Bugün ki yazım Sevinç'in düzenlediği #sendeinceldavet etkinliğinde hediye edilen bu güzel kokulu parfüm hakkında olaca...
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)