Bugün sizlere, daha önce bloğumda pek görmediğiniz tarzda bir yazı ile çıkıyorum. Aslında benim gibi yemeyi içmeyi çok seven biri neden daha önce böyle bir yazı yazmamış diye de kendime soruyorum. Bundan sonra gidip beğendiğim yerleri yazmaya başlamak istiyorum. Ne dersiniz bu fikre? Lütfen yorum olarak düşüncelerinizi benimle paylaşın.

Şimdi gelelim aslında bugün sizlere anlatmak istediğim mekana. Miya PR'ın davetiyle, buna ön ayak olan sevgili İrem'le bu güzel "geç kahvaltı"ya gittik 21 Ekim Salı günü. Başta Miya PR'a, İrem'e ve Lucina Kafe'ye teşekkür ederim.

İstanbul Anadolu Yakası'nı bilenler için mekan Brandium'a çok yakın ancak toplu taşıma ile ulaşmak pek kolay değil. İndikten sonra biraz yürümek gerekiyor. Eğer şahsi aracınız var ise gitmek sorun olmayacaktır. Biz toplu taşıma ile Ataşhir Migros'a gittik, oradan ise bizi Lucina Kafe'nin İş Geliştirme ve Satın Alma uzmanı Efe Bey özel bir araçla mekana götürdü.

Kafe, bir otelin giriş katında, girişinde ağaçlar bulunan şık, sessiz ve nezih bir yer. İç dekorasyonu özellikle insanı büyülüyor. Renk seçimleri, masaların dizilişi, temizliği, kokusu ve verdiği his benim için tekrar gidilebilir bir mekan. 

Bize ayrılan bir bölümde masamız hazırlanmış, servislerimiz konmuş olarak karşılandık. Gittiğimizde ise Burcu Hanım, Burçak Hanım ve Lucina Kafe işletmecisi Gamze Hanım karşıladı. Çok sıcak ve samimi bir ortama girmiş olduk böylelikle. İlk izlenim olarak düşündüğüm şeyler, daha sonra doğru çıktığına inanıyorum. Bu nedenle de ilk izlenime çok önem veriyorum. Mekanın "iyiliği" girdiğiniz andan itibaren sizi içerisine alıyor.

Masamızın hazır olduğunu daha önce belirtmiştim, masada bir kuş sütü eksikti diyebilirim. Kişiye özel kahvaltılıklar, kendilerinin pişirdiği dereotlu ve sade ekmekler, taptaze ve leziz peynirler, tatlılar tuzlular ve ara sıcaklar derken, yeyip iyice şiştiğimi o kadar hissettim ki, sonunda patlamadan yemeği bırakmaya karar verdim.

Bahçe olarak ayırdıkları bölümde ise küçük bir çocuk oyun alanı buluyor, dışarıda masalar da var, özellikle sigara içen müşteriler için de böyle bir yer oluşturmalarını çok beğendim. Isıtıcı olsaymış diye düşünmedim değil, dış mekanın tek eksiği sanırım bir adet ısıtıcı.

İç mekan yani oturduğumuz yer, sıcak, ışıklandırması, akustiği güzel bir ortamdı. 

Lucina kafe, Ataşehir'de olduğu için sanırım biz oradayken de bir grup projeksiyon ile çalışıyor, toplantı yapıyordu. Eğer bir gün freelance çalışırsam ya da Ataşehir'de plaza çalışanı olursam Lucina kafe'nin müdavimi olabilirim. Gerçekten çalışmak ve çalışırken de güzel vakit geçirmek için ideal bir mekan. Sessiz, sakin ve huzurlu.

Mekan hakkında sanırım söyleyebileceğim kötü şeyler ki aslında Gamze Hanım'ın da dediği gibi kötü değil, yapıcı eleştirilerim şunlar olabilir, dış bahçeye ısıtıcı, kahvelerinin bir tık acı olduğu olabilir. Bir de porsiyonları çok büyük! Alışmışız koca tabaklar içerisindeki azıcık yemeğe, gelen koca tabaklar içerisindeki koca koca porsiyonları yadırgadım. Bu tabii ki bir eleştiri değil :)

Kısacası yeni bir mekan keşfettiğim için çok mutlu oldum. Yeni insanlar tanıdığım için de aynı şekilde.

Yapımda ve yayında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Mekana ve adres bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz :)

Sevgiyle kalın... 

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım