ezgi's diary

zaman: 11/25/2014

Düşük göz kapaklı insanların en büyük sorunu yaptıkları göz makyajlarının görünmemesidir. Dilediği gibi eyeliner çekemez, ne renk kullanırsa kullansın göz kapağı görünmediğinden tek düze gelir karşısındakine. Eğer siz de bu durumdan müzdaripseniz yazımın içeriğine göz atmanızda fayda var.

Kiehl's'in iskeletor doktorunun yanına bir de "göz açıcı" doktoru gelmiş, konsept olarak en doğru sonuca ulaşıldığını düşünüyorum. Bizi bu şekilde selamlaması da samimiyet göstergesi.

Lansman öncesinde cilt analizi yapıldı, özellikle bu durum benim gibi cildi zaman içerisinde değişen, çok kurudan karmaya giden cildime neler iyi geleceğini merak ettiğimden dolayı çok hoşuma gitti. Bu nedenle öncelikle bu bakım sırasında öğrendiklerimi paylaşmak istiyorum. Alın bölgem aşırı yağlı, yanaklarım ise kuru çıktı. Bu nedenle ilk fotoğrafta bulunan ürünleri kullanmam tavsiye edildi. Özellikle yağlı T bölgeniz var ise, karma ciltlere uygun yağ dengeleyici bir yüz yıkama jeli kullandıktan sonra aynı cilt tipine uygun tonik ile cildimizi temizlemeliyiz. Yanaklarınız da kuru ise, iyi bir nemlendiriciyi yanak bölgenize uyguladıktan sonra kalan miktarı T bölgesine yeterli olacaktır. Göz çevremde yaşımla birlikte ilerleyen mimik çizgilerim bulunuyor. Derin ve kalıcı olmamakla birlikte ve yaşımın da getirdiği etkenle artık buna uygun ürünler kullanmam gerektiğini de öğrenmiş bulunuyorum.

Nem su içmeye bağlı değil!

Cilt analizine, nem oranı ile devam edildi. Ben cildimin neminin iyi olduğunu düşünüyordum, daha önce bir analiz yaptırmadığım için de kulaktan dolma bilgilerle cildime güveniyordum. Ancak ölçülen değer sadece 37,8! Yani cildimin suya çok ihtiyacı var! Yine kulaktan dolma bilgilerle bolca su içmem gerektiğini düşünüp, bunu uzmana sorduğumda "su içmenin böbreklere iyi geleceğini" vurguladı. Yani bolca su içmek, cilt neminize etki etmiyormuş. Kısacası cildinize uygun olan nemlendiriciyi kullanmanız ve cilt bakımına özen göstermeniz gerekiyor!

Lansmanı olan ürünler de bizi kapıda bekliyordu. Benim özellikle dikkatimi "göz açıcı" krem çekti ancak yine aynı şekilde yüz nemlendiricisi de bulunmakta. Henüz bu ürüne ihtiyacımın olduğunu hissetmesem de, göz çevrem için bu ürünü kullanmaktan oldukça heyecan duyuyorum. Henüz deneme aşamasında olduğumdan dolayı derinlemesine inceleme yapamıyorum. Kısa bir bilgi vermem gerekirse eğer içeriğinde hyalüronik asit, cildi aydınlatan minareller ve lifting etkisi sağlayan bitkiler bulunuyor yani 5 etkiyi tek bir üründe toplandığından söz ediliyor. Lifting, sıkılaştırma, nemlendirme, daha genç bir görünüm kazandırma ve en çok sözü edilen sadece 4 haftada %42 daha açık gözler. Kısacası benim gibi gözlere sahip olanlara biçilmiş kaftan!

Ayrıca yılbaşı için hazırlamış oldukları setlerden de en çok ilgimi çekenleri sizler için fotoğrafladım. Mutlaka size uygun bir set bulabilirsiniz!

Sevgiyle kalın...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım

Düşük göz kapaklı insanların en büyük sorunu yaptıkları göz makyajlarının görünmemesidir. Dilediği gibi eyeliner çekemez, ne renk kullanırs...

zaman: 11/17/2014

zaman: 11/12/2014

zaman: 11/10/2014

Hepimizin elinin gittiği belli ürünler yok mudur? Her gün kullanmak ister insan. İşte bu yazımda da Ekim Ayı içerisinde sıkça kullandığım ürünleri göreceksiniz.

Bakım ürünleri olmazsa olmaz!

Bioderm Aquasource, su bazlı yapısından dolayı sıcak havalarda en güzel gelen ürün oldu cildime. Yüzümü temiz ve canlı hissettirdi. Glam Glow maske ise, burun ve alın bölgemde herhangi bir sorun yapmazken, kuru olan yanaklarımda sivilcelenme yaptı. Cildim Glam Glow'la bir uyum sağlayamadı. Tüm makyajımı çıkarmada ya da cilt temizliğimde bu ay en çok Bioderma kullandım. Bioderma'ya karşı derin duygular besliyorum. Siz de bakım ürünlerinize dikkat edin. Cildinizin sevmesi çok önemli, sıcak soğuk demeden bakım ürünleri olmazsa olmazınız olmalı! Saçımda ise son zamanlarda severek kullandığım Loreal'in Extraordinary Oil'i var, kırık saç uçlarıma, cansızlığa, matlığa çok iyi gelen, saçı ağırlaştırmayan ve kirletmeyen ürünlerden.

Tırnaklarda açık ton vazgeçilmezim!

Evet sonbahar geldi, tırnaklarda koyuya gitmemiz gerekiyor öyle değil mi? Tabuları yıktım. Son bir kaç aydır aşk yaşayarak kullandığım Pastel'in Nude serisinden Rose rengi oldu. Her zaman da severek kullanacağım. Bu Rose'a arkadaş olarak gelen Essie Fiji ise, tırnakları temiz gösteren, her tırnakta farklı duran güzel bir renk. Yaz kış fark etmeden tırnaklarda açık ton vazgeçilmezimdir!

Renkli makyaj yapmayı sevemiyorum!

Sıcak yaz aylarından sonra fondoten kullanmaya başlamam gerekli sanırım ancak elim hala ten makyajına gitmiyor. Daha çok göz ve dudağa uygulama yaptım. Gözlerde her zaman favorim olan Urban Decay Naked Basics'i kullandım. Baştaki ve sondaki renkler hariç, doğal tonlara elim gitti. Bir diğeri ise Wet'n Wild, Comfort Zone oldu, bu paletten sağ alttaki rengi özel günlerde, sol üstten 2. pembeyi ise günlük olarak kullandım. Göze renkli makyaj yapmayı sevmiyorum! Dudaklarda ise en hoşlandığım renk olan doğal tonlarda ki MAC Velvet Teddy'i bitirdim. Gözlerde renk sevmediğimden dolayı dudağa yoğunlaşıyorum arada, bunun için de Rimmel London Kate Moss #30 kullandım, arada sırada ise pembelik istediğimde Revlon #40 numarasına elim gitti. Gözaltı kapatıcısı NARS, allık ise NARS Orgasm'ı kullandım her zamanki gibi. Kirpilerde ise Essence Lash Base, aldığım günden beri uyguladım, üzerine Artistry rimel. İkisinin birleşimi upuzun kirpiler. Kaşlarda Essence'in kaş kalemine geri dönüş yaşadım, üzerine de yeni dediğim Wet'n Wild şeffaf kaş rimeli. İkisinin birleşimi hoşunuza gidecek. PRS'nin ürünlerinden pudra favorim, dipliner ise uygulamada başta zorluk çıkarsa da siyahlığını ve kalıcılığını, akmıyor oluşunu seviyorum. Mary Louminazer ise her zaman ki favori aydınlatıcım oldu.

Ortak ürünlerimiz var ise, lütfen benimle paylaşın. Ayrıca tüm ürünler hakkında çektiğim bir video da yayınladım, dilerseniz izleyip canlı canlı bilgileri alabilirsiniz.

* Ulu önder Atatürk'ü saygı, sevgi ve rahmetle anıyoruz!

Sevgiyle kalın...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım

Hepimizin elinin gittiği belli ürünler yok mudur? Her gün kullanmak ister insan. İşte bu yazımda da Ekim Ayı içerisinde sıkça kullandığım ü...

zaman: 10/29/2014

zaman: 10/23/2014

Merhaba,

Bugün sizlere, daha önce bloğumda pek görmediğiniz tarzda bir yazı ile çıkıyorum. Aslında benim gibi yemeyi içmeyi çok seven biri neden daha önce böyle bir yazı yazmamış diye de kendime soruyorum. Bundan sonra gidip beğendiğim yerleri yazmaya başlamak istiyorum. Ne dersiniz bu fikre? Lütfen yorum olarak düşüncelerinizi benimle paylaşın.

Şimdi gelelim aslında bugün sizlere anlatmak istediğim mekana. Miya PR'ın davetiyle, buna ön ayak olan sevgili İrem'le bu güzel "geç kahvaltı"ya gittik 21 Ekim Salı günü. Başta Miya PR'a, İrem'e ve Lucina Kafe'ye teşekkür ederim.

İstanbul Anadolu Yakası'nı bilenler için mekan Brandium'a çok yakın ancak toplu taşıma ile ulaşmak pek kolay değil. İndikten sonra biraz yürümek gerekiyor. Eğer şahsi aracınız var ise gitmek sorun olmayacaktır. Biz toplu taşıma ile Ataşhir Migros'a gittik, oradan ise bizi Lucina Kafe'nin İş Geliştirme ve Satın Alma uzmanı Efe Bey özel bir araçla mekana götürdü.

Kafe, bir otelin giriş katında, girişinde ağaçlar bulunan şık, sessiz ve nezih bir yer. İç dekorasyonu özellikle insanı büyülüyor. Renk seçimleri, masaların dizilişi, temizliği, kokusu ve verdiği his benim için tekrar gidilebilir bir mekan.

Bize ayrılan bir bölümde masamız hazırlanmış, servislerimiz konmuş olarak karşılandık. Gittiğimizde ise Burcu Hanım, Burçak Hanım ve Lucina Kafe işletmecisi Gamze Hanım karşıladı. Çok sıcak ve samimi bir ortama girmiş olduk böylelikle. İlk izlenim olarak düşündüğüm şeyler, daha sonra doğru çıktığına inanıyorum. Bu nedenle de ilk izlenime çok önem veriyorum. Mekanın "iyiliği" girdiğiniz andan itibaren sizi içerisine alıyor.

Masamızın hazır olduğunu daha önce belirtmiştim, masada bir kuş sütü eksikti diyebilirim. Kişiye özel kahvaltılıklar, kendilerinin pişirdiği dereotlu ve sade ekmekler, taptaze ve leziz peynirler, tatlılar tuzlular ve ara sıcaklar derken, yeyip iyice şiştiğimi o kadar hissettim ki, sonunda patlamadan yemeği bırakmaya karar verdim.

Bahçe olarak ayırdıkları bölümde ise küçük bir çocuk oyun alanı buluyor, dışarıda masalar da var, özellikle sigara içen müşteriler için de böyle bir yer oluşturmalarını çok beğendim. Isıtıcı olsaymış diye düşünmedim değil, dış mekanın tek eksiği sanırım bir adet ısıtıcı.

İç mekan yani oturduğumuz yer, sıcak, ışıklandırması, akustiği güzel bir ortamdı.

Lucina kafe, Ataşehir'de olduğu için sanırım biz oradayken de bir grup projeksiyon ile çalışıyor, toplantı yapıyordu. Eğer bir gün freelance çalışırsam ya da Ataşehir'de plaza çalışanı olursam Lucina kafe'nin müdavimi olabilirim. Gerçekten çalışmak ve çalışırken de güzel vakit geçirmek için ideal bir mekan. Sessiz, sakin ve huzurlu.

Mekan hakkında sanırım söyleyebileceğim kötü şeyler ki aslında Gamze Hanım'ın da dediği gibi kötü değil, yapıcı eleştirilerim şunlar olabilir, dış bahçeye ısıtıcı, kahvelerinin bir tık acı olduğu olabilir. Bir de porsiyonları çok büyük! Alışmışız koca tabaklar içerisindeki azıcık yemeğe, gelen koca tabaklar içerisindeki koca koca porsiyonları yadırgadım. Bu tabii ki bir eleştiri değil :)

Kısacası yeni bir mekan keşfettiğim için çok mutlu oldum. Yeni insanlar tanıdığım için de aynı şekilde.

Yapımda ve yayında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Mekana ve adres bilgilerine buradan ulaşabilirsiniz :)

Sevgiyle kalın...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım

Merhaba, Bugün sizlere, daha önce bloğumda pek görmediğiniz tarzda bir yazı ile çıkıyorum. Aslında benim gibi yemeyi içmeyi çok seve...

zaman: 10/17/2014

Sponsorları bir kaç yazıya bölme nedenim, fazla fotoğraf içeren yazıları sevmiyor oluşum. Hiç bir firmaya da haksızlık etmek istemediğim için, toplu fotoğraf çekmek yerine de her firmaya yer vermek istiyorum. Bazı istisnalar oluyor tabii bu şekilde olan firmalardan da özür diliyorum.

Bu yazımda da bakım ürünleriyle yanımızda olan firmalardan bahsedeceğim, daha önce denediğim ve denemediğim ürünler de var, her firmaya da ayrı ayrı çok teşekkür ed

Fulser'e rahatlatıcı bacak kremi için teşekkür ederim. Daha önce M.Asam fondoteni denemiş ve hatta bitirmiştim. Elimde bu şekilde Almanya'dan gelen bir krem vardı, bana kokusu ve yapısı onu hatırlattı. Daha çok ağrı kesici olarak kullanılsa da bahsettiğim krem, bu krem de gerçekten bacaktaki yorgunluğu almada başarılı.

Rituel de Beautérituel'e ise özellikle burun açıcı bant için teşekkür ediyorum ^.^ Evde neler çektiğimi bir ben bilirim :)

Splat ise, daha önce çokça incelediğim, çok sevdiğim ve severek kullandığım bir diş macunu. En sevdiğim yeşil çaylısı geldi, elimdeki de bitmek üzereydi çok teşekkürler :)

Instagram üzerinden sıkı takipçisi olduuğum bir marka Moshos Garden, ürünlerini ilk defa deneyeceğim ve ayrıntılı bir yazı yazmayı düşünüyorum. Özellikle bu tip bakım ürünlerinin doğal olmasını çok beğeniyorum. Instagram üzerinden de paylaşımı yapacağım elbette.

Dermadolin bize içi baya dolu bir paket göndermiş. Şampuandan kreme, losyondan bakıma kadar dolu dolu ürünler var. En kısa zamanda yorumlamayı düşünüyorum. Tabi bu tarz ürünler bir süre kullanım sonrasında kendini belli ediyor ancak hakkında fikrim oluştuğu an paylaşacağım.

Ayşegül'ün etkinliğine gitmeden önce bazı sebeplerden dolayı sabah saçımı kuaförde yaptırmak zorunda kalmıştım, daha önce hiç gitmediğim bir kuaföre gittim ve saçımda ilk defa Matrix ürünleri kullanıldı. Etkinlikte de Büyülü Saçlar sitesinin Matrix ürünü gönderdiğini görünce de nasıl şaşırdığımı tahmin edersiniz. Tamamen algıda seçicilik :)

Ve Bebak bize, vücut kremi ve Acıbadem Sütü göndermiş, teşekkür ederim.

Son bir yazım daha kaldı, o yazımda da bakım ve renkli kozmetik dışındaki sponsorlarımızdan, el emeklerinden bahsedeceğim.

Okuyan herkese ve firmalara çok teşekkür ederim.

Sevgiyle kalın...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım

Sponsorları bir kaç yazıya bölme nedenim, fazla fotoğraf içeren yazıları sevmiyor oluşum. Hiç bir firmaya da haksızlık etmek istemediğim iç...

zaman: 10/14/2014

Merhaba,

Cumartesi günkü etkinliği kategori halinde yazmaya karar verdim, hem görsel olarak hem de bu şekilde daha fazla üzerine değinebileceğimi düşünüyorum. Çoğu ürünü de kullanmaya başladığımı ve yakın zamanda yazılarını yazacağımı da belirtmeden geçmeyeyim :)

Bloggerların sevgilisi Watsons yine bizi unutmamış ve içerisinde yeni ürünlerin bulunduğu bir paket göndermiş. Kate Moss'un 30 numaralı rujunu pazar gününden beri her gün kullandım, koyu renk ruj sürmeyi özlemişim. Yakında da ayrıntılı inceleyeceğim.

CND Vinylux 1 haftaya kadar kalıcı ojelerini son bir kaç zamanda vloggerlarda görüp, denemek istiyordum. Özellikle bazı köklü kuaförlerde satıldığını da öğrenince aramaktan vazgeçmiştim. İlk defa deneyeceğim ve kalıcı bir ojemin oluşuna ayrıca çok sevindim. Muhtemelen en kısa sürede Instagram hesabımda olacak :)

Faberlic aşkımı bilmeyen var mı? Daha önce şurada elimdeki tüm Faberlic ürünlerini incelediğim bir video çekmiştim. Bizi yine yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ediyorum. Çilekli ürünler haricinde diğerlerini çok ama çok severek kullanacağımı biliyorsunuzdur :)

Sephora'nın daha önce 1 yada 2 kez sponsor olduğunu görmüştüm etkinliklere bu yüzden de ayrıca çok sevindim. Ayşegül gerçekten çok güzel bir iş başarmış bence :) Sephora bize kendi ürünlerinden, OPI ve dünyaca ünlü Glam Glow deneme maskesinden göndermiş. Nasıl sevinmeyeyim ki şimdi?

Note bize fondoten göndermiş. Daha önce diğer ürünlerinden denemiş ve çoğunu beğenmiştim. Bu fondoten biraz koyu ancak krem kontur için sanırım bire bir olacak :)

Nevra yani nam-ı diğer pinkblackbeautycare'de bizi yalnız bırakmadı. Hem bizzat aramızda oldu hem de cömert bir paket verdi bizlere. Eskiden Nevra Instagram üzerinden satış yapıyordu sadece ancak yakın zamanda internet sitesini kurdu ve online olarak da satışa başladı. Instagram'a özel olarak indirimleri devam ediyor ancak özellikle online alışveriş sevenlerin mutlaka bir kere bakması gerektiğini düşündüğüm çok güzel bir siteye sahip. Teşekkürler kuzum!

Sevgiyle kalın...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım

Merhaba, Cumartesi günkü etkinliği kategori halinde yazmaya karar verdim, hem görsel olarak hem de bu şekilde daha fazla üzerine değine...

zaman: 10/13/2014

Yine bloğuma uzun bir ara verdim farkındayım, bunun bir sürü nedeni var. Bazıları kişisel, bazıları ise genel sorunlar. Uzatmadan Cumartesi günü Ayşegül'ün gerçekleştirdiği etkinlikten kesitler sunmaya başlıyorum. Etkinlik Mecidiyeköy'de Nar Kitchen'da gerçekleşti. Ayşegül'ün bize cömert ikramıyla güzel bir kahvaltı yaptık.

Ece ile etkinliğe biraz erken gidip, Ayşegül'e yardım ettik, aşağıda Ayşegül'ün bizler için hazırladığı paketleri ve sponsor firmaları görebilirsiniz. Sponsorları bir kaç yazıda yazıp, daha sonra detaylıca incelemeyi düşünüyorum çünkü etkinlikte hediye edilen istisnasız her ürünü çok büyük keyifle kullanacağım. Bir kez daha Ayşegül'e emekleri için çok teşekkür ederim.

O gün bizleri yalnız bırakmayarak yanımıza gelen firmalar da vardı, bunlardan ilki sanırım en çok ilgi alanımız olan "diyet ve zayıflama" hakkında bize bilgiler veren ve leziz ürünlerinden tatma şansı sunan Rafinera oldu. Özelikle krepli dürümlerine hepimiz bayıldık. Sistemleri ve üretimleri hakkında da detaylı bilgi aldık. O gün 5 kişiye 2 günlük deneme seti hediye eden Rafinera'nın şanslılarından biri de bendim. Bir an önce "yemek" için sabırsızlanıyorum!

Konuşma balonlarımız ve tüm hatunlar bir araya gelip fotoğraf çekmemek olmazdı, bir kaç arkadaşımı ilk defa tanıdım ve çok sevdim, zaten çoğunu da bizzat tanıyordum, gerçekten benim için çok güzel bir gün oldu. Özellikle bir önceki gün yaşamış olduğum buhrandan beni çok güzel çıkardı. "İyi ki varsınız, iyi ki bu bloğu açmışım" dedim, bir kez daha!

Ayşegül'ün beni sevdiğini zaten biliyordum da, bu da kanıtı olsun efenim :)

Daha sonra aramıza Faberlic ve Splat yetkilileri katıldı. Her iki markaya da ayrı bir sempatim olduğunu ve çok sevdiğimi muhtemelen biliyorsunuzdur. Bir kez daha bir araya gelmek benim için çok güzel oldu. Melisa Hanıma ve Marina Hanım'a bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum :)

Ve daha önce bir çok kez görüştüğüm, çok sevdiğim arkadaşım Nevra'da çok güzel hediyeleriyle bizi yalnız bırakmadı. Teşekkür ederim kuzum, iyi tatiller ayrıca :)

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim, sponsor firmaların ürünlerini de en kısa zamanda yazıp, inceleme yazılarını da yazacağım. Başta da bahsettiğim gibi, tüm firmalardan gelen ürünleri büyük bir zevkle kullanmaya başladım bile. Ayşegül'e ve diğer arkadaşlarıma da çok teşekkür ederim bana bu güzel günü yaşattığınız için.

Sevgiyle kalın...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım

Yine bloğuma uzun bir ara verdim farkındayım, bunun bir sürü nedeni var. Bazıları kişisel, bazıları ise genel sorunlar. Uzatmadan Cumartesi...

zaman: 10/02/2014

zaman: 9/30/2014

zaman: 9/29/2014

Lipgloss insanı olmadığımı her seferinde dile getiriyorum. Lütfen bu yazımı da bunu dikkate alarak okuyunuz.

Watsons'un göndermiş olduğu paketten çıkan bu gloss, normalde benim satın almayacağım bir ürün. Bu şekilde denemiş olmak, hem sizinle paylaşmak hem de bir kez daha şans vermek iyi oldu aslında. Şimdi gelelim hakkındaki kıt bilgilerime. "Kıt bilgi" dememin sebebi de glosslar hakkında yeterince bilgiye sahip olmamam.

Yukarıdaki fotoğrafta orijinal rengini görebilirsiniz. Çıplak dudağa uyguladığınızda renk vermiyor. Aslında paketine baktığınızda renkli olduğunu düşünebilirsiniz ancak bir kaç kat uygulamama rağmen renk vermedi.

Paketin rengine baktığımda kırmızılığı koku bakımından beni çok korkutmuştu. Kırmızı meyve kokusu çıkacağını düşünüp öncelikle irkildim ancak tamamen şekerli sakız kokusunda, insanı rahatsız etmeyen bir kokusu var.

2. fotoğrafta ise Revlon'un Soft Beige (yazısı için tıklayınız) rengi üzerine uyguladığımda rujun rengini daha da parlattı. Tek başına kullanmak yerine bir ruj üzerine uygularsanız daha iyi sonuç alacağınızı düşünüyorum.

Son olarak değinmek istediğim konu ise, dudakta ıslaklık bırakması. İlk sürdüğünüzde yoğun bir yapı hissediyorsunuz, kesin yapış yapış olacak diye düşünmüştüm ancak bir süre sonra dudaklarınız o yoğunluğu emiyor ve hafif ıslaklık kalıyor. Saçlarınız rüzgarda dudaklarınıza yapışabilir.

Benim tercih ettiğim bir ürün olmamakla birlikte, eğer gloss sevenleriniz var ise fiyat/performans bakımından bir şans verebilirsiniz ancak ben kullanmam :)

Sevgiyle kalın...

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

instagram : makyaja_ybk

twitter : makyaja_ybk

e-mail : makyajayenibaslayan@gmail.com

Youtube : Kanalım

Lipgloss insanı olmadığımı her seferinde dile getiriyorum. Lütfen bu yazımı da bunu dikkate alarak okuyunuz. Watsons'un gönderm...